Vakit öyle bir vakit haline geldi ki her şey insanların zihinlerinde belirip kayboluyor. Fikirler, kayıp; zihinler, tatilde. İnsanlar bir şeyler yapıyorlar ama sadece zihinlerinde. Oturdukları yerde kalkıp doğruluyorlar fakat bu doğrulmanın kimseye bir faydası olmuyor. Çünkü bu doğrulma ancak zihinde kalıyor, aksiyona dönüşmüyor. Böyle olunca da bir şey başarmış olmuyorlar. Bir iş başarılmak isteniyorsa düşünceler harekete geçirilmeli, zihin yorulmalı ve eğer gerekiyorsa ondan sonra dinlenmeli, yoksa her şey, her fikir zihnimizde belirir ve ebediyen yok olmaya devam eder. Şunu da unutmamalı insan ki Müslüman, aksiyon adamıdır. Müslüman aksiyonla başarabilir ve var olabilir. Nefsine Dur De! Zihinlerimizden fikirlerimizi çıkarıp aksiyona dönüştürebilmemiz için ne yapmalıyız peki? Nasıl insanlığa faydalı olabiliriz fikirlerimizle? Bunun için öncelikle nefsimize “Sen orada dur, yeter” , “Ben artık düşüncemi zihnimde hiçliğe terk etmeyeceğim” demeyi öğreneceğiz. Yapmamız gereken ilk şeyin ve en önemli şeyin bu olduğunu farkında olacağız, hayatımızda her daim bunu gerçekleştireceğiz, çünkü nefsine dur diyebilenin sadece bu konuda değil, diğer konu ve alanlarda da yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Bütün Gücünü Sergile! Bizlerin bunu başarmak için yapmamız gereken ikinci husus fikirlerimizi fiiliyata dökerken en iyi bir biçimde bunu gerçekleştirmek... Yoksa çalışmadan yaptığın zihin çıkartmasının zihni aşamayan fikirden bir farkı olmaz, çünkü bunun da kimseye bir faydası olmayacaktır. İşte bu hususu da dikkate alarak yapılan bir zihin çıkartması ile önümüzde kimse duramaz, durdurmayız. Düşüncelerini Hayra Yor! Elbette bu doğrulma ancak iyi düşünceler için geçerlidir. Bir şahsiyet, isterse zihnindeki tüm düşünceleri fiiliyata ve aksiyona döksün, o düşünceler şerre yönelikse eğer bu zihin çıkartması onu doğrultmak yerine yerin dibine geçirir tabiri caizse. İşte bu sebepten ötürü aklımızda hayırlı düşüncelerle dolu bir hülya tahayyül etmeli ve bulundurmalıyız. Başarmanın Lezzeti… İşin sonunda başardığımızda “İşte başardım” , “İşte zihnimi aşarak düşüncemi harekete geçirdim, aksiyona döktüm” diyebileceğiz. Ve inanın ki bu lezzeti ömrümüz boyunca tadacağız, tabii ki sürekliliği sağlayabilip her daim kalkmayı ve doğrulmayı başarabilirsek. Zihnindekini Harekete Geçir! Bu açıdan bakınca çağımızdaki “zihin boşaltma” deyiminin ne kadar boş olduğunu da anlayabiliriz. Bu deyim zihni boşaltmak değil de zihni harekete geçirmek hatta zihnindekini harekete geçirmek olsaydı daha anlamlı olmaz mıydı? Neden? Çünkü insan zihnini boşaltınca rahatlamaz, zihnini, zihnindekini aksiyonlaştırınca rahatlar. Kendine Emret! Vardığım sonuçla kendime diyorum ki: Zihnindekini harekete geçir! Düşüncelerini hayra yor! Bütün gücünü sergile!
top of page
bottom of page
Bazen Öyle yazılar yazardım akıllara zarar hemen silerdim bazen deftere kağıda yazar yırtardım. Düşünüyorum düşüncelerim galeyana geliyor kağıda dökülüyor ama benden geçer not alamadıkları için çöpe gidiyor yırtılıyor siliniyor çünkü ben bir yazı yazacak bir hikaye ortaya koyacak bir makale ortaya koyacak kabiliyette değildim . Sonra ne oldu bilmiyorum mükemmel olmak zorunda değilim yazmaya başladım ama birilerine gönderiyordum. Ama birilerinin olurunu almmak zorundada değilim. Şimdi en absürt en beğenmediğim yazıları bile yazıyorum. Hem ferahlıyorum hem de karşılığı olmasada bende karşılığı oluyor. Önceki yazılarımda imha etmese idim toplum ne der kimse beğenmez kendimi. Bir şey sanarım kimse benim yazdıklarımı okumaz anlayamaz gibi toplumu karşıma almama gibi nefsimin hezeyanlarına uymasa idim belki en azından benim için iyi olacaktı... Şimdi isterdim…