Gözlerimiz körleşmiş, perspektifimiz kaymış bir haldeyiz. Her geçen gün büyük bir kısmımızda bu körleşme derinleşmekte fakat biz hala bulanık bakmaya ısrarlı ve gayretliyiz. Körleşmeyi engellemek, daha iyi görmek için gözlükler takıyoruz, daha doğrusu taktırılıyoruz. Taktırılıyoruz çünkü biz kör olduğumuza dahi körüz. Başkaları bize gözlükler takıyor kendi ellerinde üretilmiş olanlardan. Onların takma sebebi de bizim daha iyi görmemizi istemeleri değil, daha da körleşmemizi istemeleri.
Bu gözlüklerin her geçen gün derecesi artmakta ve görme ihtimalimiz gitgide azalmakta. Bu derece artışının sebepleri de aşırılıklardan ibaret. Aşırı hayranlık, aşırı tüketim, aşırı bilinçsizlik, aşırı dinlenme ve daha sayabileceğimiz aşırılıklar ve dereceleri arttıran sebepler... Şimdi aklınıza bir soru takılmış olabilir. Biz yakını mı göremiyoruz, uzağı mı? Teknikte sadece yakını göremiyoruz fakat aslında yakını göremediğimizden uzağı gördüğümüzü zannedip onu da göremiyoruz. Hakikaten görmeye önce yakınımızdan, en yakınımızdan başlamalıyız. Peki hangi en yakınlıktan? İçimize olandan mı yoksa dışımıza olandan mı? Elbette içimize olan yakınlığımızdan başlamalıyız görmeye. Önce nefsimize sonra ufuklara açılmalıyız. Bu sebeplerden dolayı göremediğimizden bir izleyici, hatta bir bak-ı-cı’yız. Çevremizde olanları göremediğimizden, gördürülmediğimizden onlara müdahil olamıyoruz. Ne diyor güzel adam, güzel insan Rasim Özdenören:
“İnsan veya birey, çevresinde olup bitenlerin basit bir izleyicisi haline getirilmekte, bu olup bitenlere müdahale edebileceği ya da etmesi gerektiği aklına bile gelmemekte.”
İşte bütün mes’ele bu… Müdahil olamıyoruz, olaylara ve fikirlere, evet. Bu ise bizi onlara inandırıyor. Hep onlar doğrudur, kanısına vardırıyor, bizi. Onlar da bütün amaçlarına ulaşıyorlar işte yaptıkları körleştirme sayesinde. Körleşmemizi durduracak fikirler üretmeliyiz, perspektifimizi içimize çevirmeliyiz. Körleştirenlerin, asıl kör olduklarını tespit ve ispat etmeliyiz. Önce kendi gözlerimizi, daha sonra onların gözlerini düzeltmeliyiz.
Çok güzel bir yazı olmuş eline sağlık Rabbim hepimizin Kalp gözünü Ruh gözünü mânâ gözlerini Feraset ve basiretimizi açsında Hakk’ı ve Hakikati göstersin. Bizleri Sıratı müstakimden ayırmasın.