Yeni bir dünya keşfettim bugün, inanç ile ayakta kalan ve coşkusu ile yaşayan. Bu devirde zordur böyle bir "dünya" bulmak. Sağ yanı kâfir, sol yanı münafık ile doluyken hâlâ İslâm inancını yaşamak. Zordur elbet...
İnançsızlık ile dolu dünyamızdan bu inanç dolu dünyaya bırakmak istedim kendimi, uzun zamandır görmediğimi gördüm çünkü. Bir sahabe inancını. Hz. Ebubekir'in teslimiyetini, Hz. Ömer'in cesaretini, Hz. Osman'ın naifliğini ve Hz. Ali'nin şevkini bir dünyada toplamak. Zordur elbet...
Bizler inkarın ve riyanın dumanını solurken, imanın nuru ile nefesini tazeleyebilen bir dünyaya kim koşmak istmez ki? Bugün bir adım daha attım o dünyaya, ömrüm yetmez belki varmaya fakat Hz. İbrahim için yakılan ateşe su taşıyan karınca misâli; biz tarafımızı gösterelim de... Mesele hangi dünyada yaşadığımız değil, hangisinde yaşamak için adım attığımız.
"Yaş 35 yolun yarısı eder" diyen şair 70'ini bulamadan varmış vuslatına. Sandığından erken ulaşmış yolun sonuna. O zaman ne malum bizim de hedef diye yürüdüğümüz dünyanın iki adım sonra karşımızda olmayacağı? Gönülden atılan adımların bir mesafesi olmaz, gönlün haritasının sınırları yoktur çünkü...
Evet, bugün yeni bir dünya keşfettim. İşte Kudüs, bir cihât dünyası. Ölenin şehit, kalanın gazi olduğu bir meydan. Müslüman olma coşkusunun hâlâ dipdiri tadıldığı bir dünya. Bizim kaybettiklerimizi yaşayan; belki bizim çoğu zaman acıdığımız; yardım eli uzatmak için can attığımız bir dünya. İndirmeyelim o eli, belki bizim yardım diye uzattığımız o eli çekerler de bizler de bir neferi oluruz o dünyanın, belki çeker alırlar bizi inançsızlık ile harmanlanmış bu cihandan.
Biz Kudüs'ü değil, Kudüs bizi kurtarsın.
Kommentare