DÜNYANIN MEDYASI: MEDYANIN DÜNYASI

Dünyanın gündemi, medya aracılığıyla, gündemin dünyasını belirleyenler tarafından asıl gündeminden saptırılarak, hedef yanıltan casuslar elinde tarazlanıyor bugün. Dünyada gündem olmaya değer ne varsa, medyayı ellerinde tutanların eseri olması hasebiyle gündemi doğrudan, dosdoğru bir şekilde öğrenmemiz mümkün olmuyor ve sel önüne katıp umulmaz ve onulmaz bir mevziye çıkarıyor bizi: Batının hakikat trajedisine, biz ne kadar hakikat zannetsekte.

Şüphesiz bugün medya mazlumun sesini duyuruyor bir yerlere, fakat onun bu telaşlı münadi gibi çığırması, bir mahalle delisinin bağırması gibi, duyulduğunda kâle almanın abes olacağı inancıyla sızıyor zihinlere. Farklı şekillerde aynı gündemlere maruz kalan insanlar, gerçek bir tepki verememenin maduru oluyor ve mazlumluk sıradanlaşmış bir halde çıkıyor karşımıza. İnsanların bir kulağından sokup diğerinden çıkartmak başarısında, “üstad” sıfatını kazanmış durumda medya.

İlk insandan beri varolagelen cemiyet ilişkileri, ahlakı; her toplumun kendine özgü geleneği, kültürü medyanın damarımızda akan kan gibi hayatımıza sızmasından mütevellit aleladeleş/tiril/iyor ve tüm insanlık tek bir medeniyetin traji-k-omik icbarıyla tektipleşiyor. İletişim araçlarının çoğalarak halk kitlelerinin hiçbir ferdinden uzak kalmamış olması, kendini iletişim araçlarıyla pazarlaması, bir başka deyişle de iletişim araçlarının medya aracılığıyla pazarlanmış olması, bu zihin sömürgecilerinin yaptığı katliamı kat ve kat arttırmakla birlikte aynı oranda hızlandırıyor. Tüm dünyada gündemi belirleyenler belli bir kesim olduğundan, medyanın tüm insanlığı etkisi altına almış olmasıyla meşrulaşan amaçlar, kendi mevzilerinden mevzulara bak/tır/arak bakan körleri var etmekle sonuçlanmış ve dünyanın gündemini belirleyenlerin kölesine dönüşmüş insanlık, yaşayan ölüler haline getirilmiştir.

Bugünün zihni sömürgesi, özellikle halk kitlelerine medya yoluyla kolay bir şekilde dayatılmakta. Öyle bir duruma getiriyor ki kitleleri, kendi çıkarlarının ateşli savunucusu konumundaki insanlarla, ortada ne mevzi bırakıyor ne de mevzu. Medya silahını elinde tutanlar kendi mevzularına olan izafi bakış açısını büyük ölçüde kırarak, tüm kitleleri çıkarlarına kendi gözlerinden baktırma ve arkasına katma gayesiyle meydana çıkmış durumda.

Dünyada ki her bölgeye nokta nokta bulaşmış, bulaştığı her noktadan fersah fersah yayılmış, etkisi her geçen gün, her yaş grubuna farklı şekilde etki ederek en sonunda etkiyi normalleştirmeyle sonuçlandıran medyanın dünyası; dünyanın gündemini hakikat caddesine ters istikamette süsleyerek, hakikat kılıfına soktuğu bâtıl sokaklarda insanları çıkmazlardan çıkmazlara sevk edip terk edilmiş bir dünya çölünde serap görmekten bile mahrum bırakmakla sonuçlandırıyor körelmiş zihinleri.

Medyanın gücü, gücün medyasından başka bir şey değil.